NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
حَمَّادٌ ح و
حَدَّثَنَا
مُوسَى حَدَّثَنَا
أَبَانُ عَنْ
عُبَيْدِ
اللَّهِ بْنِ
حُمَيْدِ
بْنِ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
الْحِمْيَرِيِّ
عَنْ
الشَّعْبِيِّ
وَقَالَ عَنْ
أَبَانَ
أَنَّ
عَامِرًا
الشَّعْبِيَّ
حَدَّثَهُ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ مَنْ
وَجَدَ
دَابَّةً
قَدْ عَجَزَ
عَنْهَا
أَهْلُهَا
أَنْ
يَعْلِفُوهَا
فَسَيَّبُوهَا
فَأَخَذَهَا
فَأَحْيَاهَا
فَهِيَ لَهُ
قَالَ فِي
حَدِيثِ
أَبَانَ
قَالَ
عُبَيْدُ
اللَّهِ
فَقُلْتُ
عَمَّنْ قَالَ
عَنْ غَيْرِ
وَاحِدٍ مِنْ
أَصْحَابِ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
وَهَذَا
حَدِيثُ حَمَّادٍ
وَهُوَ
أَبْيَنُ
وَأَتَمُّ
Âmir eş-Şa'bî,
Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Bir kimse, sahiplerinin
besleyemeyip salıverdiği bir hayvanı bulur ve onu alıp canlandırırsa hayvan
onun olur."
Musa b. İsmail, Ebân'ın
hadisinde şöyle dedi: Ubeydullah der ki: (Şa'bî'ye) kimden (rivayet ediyorsun)?
dedim; - Rasûlullah (s.a.v.)'in ashabından birçok kişiden, karşılığını verdi.
Ebû Dâvûd: "Bu Hammâd'ın hadisidir; daha- açık ve daha tamdır" dedi.
İzah:
îsnadda, Şa'bî'nin, hadisi
hangi sahâbîden aldığına dair bir açıklık yoktur. Bu haliyle hadisi mürsel
saymak gerekir.Nitekim Hattâbî buna işaret etmiştir. Avnü'l-Ma'bûd'daise,
Hattâbî'nin "Hadis mürseldir" ifadesine itiraz edilmekte ve;
"Çünkü Şa'bî bu hadisi, hadisin sonunda beyan edildiği üzere birçok
sahâbîden rivayet etmiştir. Şa'bf-nin ismini açıklamadığı sahabelerin
bilinmemeleri hadise zarar vermez. Çünkü onların bilinmeyenleri de makbuldür.
Şa'bî, sahâbîlerden birçoğuyla görüşmüştür" denilmektedir.
Hadis-i şerif, hüküm
itibariyle iki konuyu içine almaktadır:
1- Sahibinin, bakmaktan
aciz olduğu bir hayvanı kırlara salıvermesi caizdir.
2- Kırlara salıverilmiş
bir hayvanı bulup da onu besleyip iyileştiren kişi o hayvana sahip olur.
Hadisin zahiri ele
alındığında ortaya çıkan hüküm bu olmakla birlikte, başka deliller ve
maslahatlar gözönüne alınarak fakihlerin değişik hükümler ortaya koydukları
görülmektedir. Şimdi bu iki maddeyi teker teker ele alıp biraz açalım:
1- Sahibi, hayvanı
beslemeyecek olursa onu kırlara salıverebilir.
Şâfiîlere göre bir
kişinin hayvanını yemlemesi veya satması ya da kırlara salıvermesi farzdır.
Yani hayvanı aç bırakamaz, onun beslenmesi için tedbir alması gerekir. Eğer
bunlardan birini yapmazsa hâkim tarafından zorlanır.
Hanefîlere göre ise,
hayvanını besleyemeyen ve kırlara salmaktan kaçınan kişiyi hâkim öğüt
kabilinden uyarır, malım aç tutmamasını söyler. Ama sahibinin bu emre uyması
şart değildir.
En doğrusu, hayvan eti
yenen cinstense sahibinin onu kesip etini fakirlere dağıtmasidır.
İbn Reslân; yaşlılık
gibi bir sebepten dolayı çalışamayacak hale gelen hayvanı sahibinin
salıveremeyeceğini, onu beslemek zorunda olduğunu söyler.
2- Kırlara salıverilmiş
olan bir hayvanı bulup besleyen ve onu canlandıran kişi o hayvana sahip
olabilir mi?
Fakihlerin büyük
çoğunluğuna göre bu durumdaki bir hayvan sahibinin mülkünden çıkmış sayılmaz.
Lukata (bulunan yitik mal) hükmündedir. Sahibi geldiği zaman bulanın hayvanı
iade etmesi gerekir. Çünkü Allah (c.c) Bir âyette: "Sizden, karşılıklı
rıza ile bir ticaret olmadan birbirinizin mallarını bâtıl yollarla
yemeyiniz." buyurmaktadır.[Nisa 29] Bu âyet açıkça gösteriyor , bir malı
sahibi herhangi bir şekilde bir başkasına temlik etmedikçe mül-îciyet intikal
etmez. Ama mâliki malı salıverirken "bunu bulan ona sahip 3İsun"
niyetiyle salıverirse o zaman bulan onun sahibi olur. Fakat o niyetle ieğil de,
bir müddet kırda otlasın, sonra tekrar alırım şeklinde bir niyetle, ahvermişse,
bulan ona sahip olamaz.
İshak b. Râhûyeh ve
Ahmed b. Hanbel'e göre; sahibi hayvanı tehlikeli :>ir bölgede salıvermişse
bulup canlandıran ona sahip olur. İshak, Şa'bî'nin }u hadisini delil almıştır.
Basra kadısı Ubeydullah
b. el-Hasen, salıverilen bir hayvan ve hurması yenilip yere atılan çekirdekle
ilgili olarak şöyle der: "Eğer sahibi, ben onu nsanlara mubah kılmadım,
derse sözü kabul edilir; ama mubah kılmadığı-ıa dair yemin ettirilir."